Cengiz Yürek
Son dönemlerde ülkemizde artan depremler, insanların hayatını kaybetmesine sebep olurken özellikle yerleşim alanlarında büyük hasarlara yol açıyor. Depremin yol açtığı hasarların telafisi için birçok kurum ve yasal düzenlemeler yapılmakta, önlemler alınmaktadır. Bu kapsamda en önemli tedbirlerden biri de DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) sigortasıdır.
DASK sigortası, ülkemizde meydana gelebilecek doğal afetlere karşı konutları güvence altına alan bir sigorta türüdür. Deprem, sel, fırtına gibi doğal afetler sonucu oluşan hasarlar DASK tarafından karşılanır. Ancak ülkemizde hala birçok kişi DASK sigortası yaptırmamaktadır. Bu nedenle deprem sonrası hasarlar için gereken finansman sağlanamamaktadır.
Yakın tarihli bir açıklamaya göre, DASK sigortası yaptırmayan vatandaşlara da kredi imkanı sağlanacak. AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından açıklanan detaylara göre, deprem bölgesinde ikamet eden ve DASK sigortası bulunmayan vatandaşlara, devlet bankaları başta olmak üzere özel bankalardan düşük faizli kredi verilecektir.
AFAD tarafından yapılan açıklamada, kredilerin geri ödeme şartları hakkında da detaylar verildi. Kredilerin geri ödemeleri, hasar tespitinin tamamlanmasının ardından başlayacak ve vatandaşlar, krediyi kullanırken ödeme planları yaparak bu kredileri geri ödeyecekler. Bu sayede, deprem sonrası oluşan hasarların finansmanı da en azından kısmen sağlanmış olacak.
Elbette ki bu kredilerin sağlanması, vatandaşların hasar tespitlerini zamanında yapması, gerekli belgeleri ibraz etmeleri ve kredi başvuru şartlarını yerine getirmeleri gerekmektedir. Ancak bu uygulama, DASK sigortası yaptırmamış olan vatandaşların da deprem sonrası hasarlarını en azından bir nebze olsun telafi edebilmelerine yardımcı olacaktır.
Devlet, her ne kadar afet sonrasında oluşacak hasarları en aza indirebilmek için birçok önlem almış olsa da vatandaşların depreme karşı tedbirli olmaları da son derece önemlidir. Bu nedenle DASK sigortasının yanı sıra, doğal afetlere karşı yapılacak diğer önlemler de unutulmamalıdır. Bu sayede deprem sonrasında hasarın en aza indirilmesi mümkün olabilir ve vatandaşlar daha az zararla afetin üstesinden gelebilir.
