Cengiz Yürek
Son yıllarda İstanbul genelinde hızla artan kentsel dönüşüm projeleri ve uygulamaları beraberinde pek çok tartışmayı da getirdi. Özellikle bu projelerin etkilediği mahalle sakinleri arasında süregelen hukuki mücadeleler dikkat çekiyor. Son iddialara göre, İstanbul'da kentsel dönüşümü durdurmaya yönelik bin 500'den fazla dava açıldığı belirtiliyor.
Bu davalarda mahalle sakinleri genellikle imar planlarına, yapılaşma yoğunluğuna, kamusal alanların korunmasına ve mülkiyet haklarına ilişkin endişelerini gündeme getiriyor. Kentsel dönüşüm projelerinin getirdiği deprem güvenliği gibi konular da bu davalarda sıkça tartışılan konular arasında yer alıyor.
Öte yandan, mahkemelerin kentsel dönüşüm projeleri hakkındaki kararları da sürecin seyrini belirliyor. Bazı mahkemeler projelerin durdurulmasına, iptal edilmesine veya değiştirilmesine karar verirken, bazıları ise projelerin devam etmesine hükmediyor. Bu durum ise kentsel dönüşüm sürecinin karmaşıklığını ve çeşitliliğini ortaya koyuyor.
Kentsel dönüşümün hukuksal boyutuyla ilgili yaşanan davalarda, mahalle sakinlerinin yanı sıra, yerel yönetimler, inşaat şirketleri, çevre ve şehircilik uzmanları, avukatlar ve akademisyenler de aktif bir rol oynuyor. Kamu yararı, çevre duyarlılığı, mülkiyet hakları ve şehircilik politikaları gibi konuların hukuki zeminde tartışıldığı bu davalarda, farklı paydaşların farklı bakış açılarıyla mahkemelerin karşısına çıktığı görülüyor.
Sonuç olarak, İstanbul'da kentsel dönüşümü durdurmak için bin 500'den fazla dava açıldığı iddiası, kentsel dönüşüm sürecinin sadece fiziksel dönüşümü değil, aynı zamanda hukuki, toplumsal ve ekonomik boyutlarını da içeren karmaşık bir süreç olduğunu gösteriyor.
