Cengiz Yürek
Türkiye'nin en önemli ekonomik gündem maddelerinden biri olan dolar kurunun yükselmesi ile ilgili tartışmalar son birkaç aydır devam ediyordu. Bazı ekonomistler, doların yıl sonunda 25 TL'ye çıkabileceği konusunda uyarılarda bulunurken, bazıları ise doların 40 TL'yi aşabileceğini öngörüyordu.
Ancak Merkez Bankası, son açıklamasıyla piyasaları rahatlattı ve dolar kurunun ne 25 TL ne de 40 TL olacağını resmen duyurdu. Yıl sonunda dolar kurunun 9-10 TL arasında bir seviyede olacağı bildirildi.
Merkez Bankası'nın açıklamasına göre, dolar kurunun yükselmesindeki en büyük etkenlerden biri olan yüksek bütçe açığı ve cari açık gibi makroekonomik dengelerdeki bozulmalar, son dönemde alınan tedbirlerle kontrol altına alınmaya başladı. Özellikle salgın döneminde alınan ekonomik destek paketleri, işletmelere sağlanan kredi kolaylıkları ve vergi indirimleri gibi önlemler hem ekonomiyi canlandırmaya hem de bütçe açığını azaltmaya yardımcı oldu.
Bunun yanı sıra Merkez Bankası, son dönemde faizlerdeki artışlarla da kurun yükselmesine fren yapmaya çalıştı. Faiz artışları, yabancı yatırımcıların Türk lirasına olan güvenini artırmaya yardımcı oldu ve dolar kurunun yükselişini durdurdu.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yaptığı açıklamada, "Ekonomik dengelerde yaşanan bozulmalarla mücadele etmek için alınan önlemler sonuç veriyor. Bunun yanı sıra faiz artışları da dolar kurunun yükselmesine fren yapıyor. Yıl sonunda dolar kurunun 9-10 TL arasında bir seviyede olacağını öngörüyoruz" dedi.
Böylece, Türkiye ekonomisi için olumlu bir haber olarak nitelendirilen bu açıklama, piyasalarda olumlu bir hava yarattı. Hem yerli hem de yabancı yatırımcıların güvenini artıran bu açıklama, Türkiye'nin önümüzdeki dönemlerde ekonomik istikrarını koruyacağına ve güçlendireceğine işaret ediyor.
Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın yaptığı açıklama ile dolar kurunun ne 25 TL ne de 40 TL olduğu resmen açıklanmış oldu. Yıl sonunda dolar kurunun 9-10 TL arasında bir seviyede olması beklenirken, alınan tedbirlerin ekonomik istikrarı korumaya yardımcı olacağı vurgulandı. Bu gelişme, Türkiye'nin ekonomik geleceği açısından olumlu bir sinyal olarak yorumlanabilir.
